Dinde muhabbet Nedir Hakkında Detaylar

Dinde muhabbet Nedir,Muhabbetin Manası Nedir dua bahçesi MUHABBET YUVASI na hoş geldiniz bugun islami sohbet kanalımızda işleyeceğimiz dini konu Sevgi, Muhabbet Nedir, Kime Karşı, Nasıl Olmalıdır

 

Muhabbetin Manası Nedir?

muhabbet ve hub ile meveddet ve vüd (vüdd) yaygın biçimde "sevgi" anlamında kullanılmakta, sevginin coÅŸkulu ÅŸekli ise aÅŸk kelimesiyle ifade edilmektedir. ... "Allah onları, onlar da Allah'ı severler" (el-Mâide 5/54) ifadesi Allah'la kullar arasındaki karşılıklı sevgiyi vurgulamaktadır.

Ä°nsan Ä°çin AÅŸk ve Muhabbetin Önemi

Hadis-i kudsî olarak meÅŸhûr olmuÅŸ bir rivayette buyurulur:

“Ben gizli bir hazineydim. Bilinmemi arzu ettim. (marifetime muhabbet ettim) de (bu) kâinâtı yarattım.” (Ä°smâil Hakkı Bursevî, Kenz-i Mahfî)

Bu beyan çerçevesinde kâinat ve bütün varlıklar, ilâhî muhabbetle meydana gelmiÅŸtir. Onun için kâinâta gönül gözü ile bakabilenler, bütün eÅŸyâyı, varlıkları; aÅŸk ve muhabbetin bir tezâhürü olarak görürler. Ä°drâk ederler ki, Allâh Teâlâ, bütün varlıkları kendisinin sanat ve kemâline delil olarak yaratmıştır. Ä°lâhî bir sanat hârikası olan insanın varlığı da, aÅŸk ve muhabbetin kâmil bir tezâhürü olmuÅŸtur.

AÅžK VE MUHABBET

Hazret-i Mevlânâ, aÅŸk ve muhabbetin insan için ehemmiyetini Mesnevî’sinde ÅŸu ÅŸekilde îzâh eder:

“Bil ki, içi ilâhî aÅŸk ve muhabbetle dolu olmayan insan ne kadar zavallıdır; belki de hayvandan daha aÅŸağıdır. Zîrâ Ashab-ı Kehf’in köpeÄŸi dahî aÅŸk ehlini aradı, buldu. Rûhânî bir safâya eriÅŸti ve o has kullarda fânî olarak Cennet’i kazandı.”

Yine Hak dostları bilirler ki, varlıkların zuhûruna vesîle olan ezelî muhabbetin goncası:

“–Habîbim! Sen olmasaydın bu âlemleri yaratmazdım.” hitâbına mazhar olan varlık Nûru, Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-’dir. Bu sebeple kâinât O’na ithaf edilmiÅŸtir.

Dini MUHABBET YUVASI

Âyet-i kerîmede: «…Allâh’ın size olan nîmetlerini saymaya kalkarsanız sayamazsınız!..» buyrulmuÅŸtur. (Ä°brâhîm, 34)

Mâsivâya verilen emek zâyîdir, bâzen de zararlıdır. En azından fânîdir; çabucak yok olup gider.”[1]

“Cenâb-ı Hak ÅŸöyle buyurur:

«Allah Teâlâ bir kiÅŸinin sadrına iki kalp koymamıştır!..» (el-Ahzâb, 4) Yani Cenâb-ı Hak insana, biri Allah muhabbetine, diÄŸeri mâsivâ sevgisine mahsus olmak üzere iki kalp vermemiÅŸtir. Muhabbet yuvası olan kalp evi tektir. Kalp bunların hangisine baÄŸlanırsa diÄŸeri ehemmiyetini kaybeder. Bu sebeple tasavvufu yaÅŸayan kâmil bir mü’minin, iÅŸlerinin çok olduÄŸu zamanlarda bile kalben Cenâb-ı Hakk’ı zikretmesi îcâb eder.”[2]